Özgür Uğurluoğlu, “Unutulmuş Firmalar ve Jetonları” başlıklı yazı dizisinde “tanımlanamamış bir jeton yalnızca bir metal parçası iken tanımlanmış bir jeton tarihin bir parçasıdır” mottosundan yola çıkılarak Türkiye tarihinde önemli yerlere sahip olduğu düşündüğü bazı firmaların ve bu firmaların kullandıkları jetonları incelemeye çalışmaktadır. Yazı dizisinin temel amacı jeton ekseninde Türkiye tarihinde önemli rollere sahip ancak unutulmuş firmaların varlığına ışık tutmaya çalışmaktır.
Yazı dizisinin üçüncüsü; farklı sektörlerde hizmet sunan fakat aynı dönemde [19. yüzyılın son çeyreğinde] faal olup günümüzde bilinirliğini yitirmiş olan “Comte Birahanesi” ve “Maurice Faraggi Diş Deposu” hakkında.
Yazı dizisindeki tüm yazılar sırasıyla:
- E.M.C. RAR Ortaklığı ve Askı Jetonu
- Orosdi Back (Ömer Efendi Mağazası)
- Comte Birahanesi (Brasserie Comte) ve Maurice Faraggi Diş Deposu
- Hermann Spierer ve Şürekâsı
- Enver Bey Sigarası
- Bir Zeytinyağı Markası; “KAR”
Comte Birahanesi (Brasserie Comte)
Osmanlıda Tanzimat Fermanı ile batılılaşma eğilimlerinin hızlandığı dönem, özellikle yabancı nüfusun ağırlıkta olduğu İstanbul Pera’da yiyecek-içecek kültüründe önemli değişimlerin yaşanmaya başladığı bir zamandı. 1854’de Kırım Savaşı başladığı zaman Ruslara karşı Türk orduları ile birlikte savaşmak için İstanbul’a gelen İngiliz, Fransız ve İtalyan askerlerinin Pera’yı yoğun olarak kullanmaları, aileleri ile birlikte bu bölgeye yerleşmeleri ve biraya olan düşkünlükleri Avrupai yeme-içme alışkanlıklarının Beyoğlu’na ulaşmasını hızlandırmışdı. Bu dönemde art arda açılan Avrupa tarzındaki birahaneler hem batılı Levantenler ve yabancı elçilik mensuplarının hem de Avrupalılaşma yanlısı olan Rum, Ermeni ve Yahudi Osmanlılar ile Müslüman Türklerin ilgi gösterdiği mekânlar olmuştu (Beyoğlu’ndaki birahanelerin büyük bölümü Avrupa kökenli kişiler ile Osmanlı Rum, Ermeni ve Museviler tarafından işletilmekteydi).
1888’de İstanbul’da faal olan 31 birahanenin 15’inin Beyoğlu’nda bulunduğu biliniyor. Bu dönemde biranın lüks birahanelerde tüketilen bir içki konumunda olduğu anlaşılıyor. Dönemin birahanelerinin önemli bir özelliği buralarda (brasserie mantığına da uygun olarak) bira yanında meze servisinin de yapılmakta olduğu. Hatta pek çoğu hem birahane hem de lokanta olarak hizmet verdi. Ön tarafta bira içilirken arka kısımda lokanta bulunmaktaydı. Eski birahaneler üzerine yazılmış 1958 tarihli bir gazete haberi 19. yy. İstanbul birahaneleri ile ilgili bu tespiti doğrulamakta:
“İlk bardak bira ile dört beş tabak meze getirilirdi. İkinci bardakta mezeler yenilenir, üçüncü bardaktan sonra sahanda kızartılmış peynir, sucuk gibi sıcak mezeler getirilirdi. Burada üç dört bardak bira içen karnını adamakıllı doyururdu”.
Bu dönemde Beyoğlu’nda varolan birahanelerden birisi de Comte Birahanesi [Fransızcada bir tür yeme içme mekânı anlamına gelen “brasserie” Türkçe karşılığını birahane olarak bulmuş. Eskiden bira imalatı da yapan bu küçük işletmeler de biranın yanında meze servisi de yapılmaktaymış.]. Bu ünlü birahane günümüz İstiklal Caddesi üzerinde ve Rus Elçiliği’nin yanında bulunmaktaydı. Comte Birahanesi 1880 yılı öncesinde “Andrea Handjaros” tarafından dekore edilerek açıldı. Oldukça büyük bir alanı kaplayan birahane (aynı zamanda lokanta) sayısız gaz lambası ile aydınlatılırken birahanede hem öğlen hem de akşam yemeği yemek mümkündü. Birahane de Viyana, Münih, Strazburg biraları yanında dönemin İngiliz biralarını ve aynı zamanda her mevsim istiridye bulmak imkânı da vardı. Ayrıca İngiliz, Fransız, Alman, İtalyan, Rus ve Macar gazetelerini de bulmak da mümkündü. Ünlü birahanenin 1890 yılında bir yangına maruz kaldığı ardından iki yıl kapalı kaldıktan sonra 1892’de tekrar açılarak yüzyılın sonuna kadar hizmet verdiği biliniyor.
Dönemin Beyoğlu birahanelerinin ve alkollü içki mekânlarının pek çoğunda alkollü içki jetonlarının kullanıldığını biliyoruz. Kasa markası olarak da adlandırılan bu jetonlar genellikle kasaya ödeme yapılarak alınmakta ve masaya bakan garsona verilerek karşılığında içecek alınmaktaydı. Kasa markalarına kasaya giren para ile müşteriye verilen ürün arasındaki dengeyi sağlayan; o müessesenin adı veya rumuzunu taşıyan, bazen birimli ve sadece o müessese dâhilinde geçerli olan madeni objeler olarak bakılabilir. Eski tip markaların üzerinde genellikle para birimi (nominal birim) yazmakta iken daha güncel versiyonlarında ise bira, rakı ve şarap gibi içecek isimlerinin de yazılı olduğunu görüyoruz. Comte Birahanesi dâhilinde bahsedilen amaçla kullanılan ve bugüne kadar tespit edilen tek örnek olan jetonun (bkz. Resim 1) ön yüzünde “BRASSERIE COMTE – A. HANDJARA” ve arka yüzünde “BON POUR 50 PARAS” yazmakta. Jetona ilişkin ölçüler 24 mm çap ve 3,1 gram ağırlık şeklinde. Şu ana kadar sadece tek bir tipi ve birimi tespit edilen bu jetonun değişik tip ve birimlerine zaman içinde rastlamak mümkün.
Maurice Faraggi Diş Deposu
1894’de açılan Maurice Faraggi Diş Deposu, İstanbul’da açılmış en eski diş deposuydu. Bu dönemde diş depoları diş ilaçlarını, ağız ve diş bakım ürünlerini, dişçilik alet ve malzemelerini ve muayenehaneler için gerekli her türlü araç gereci ithal eden işletmelerdi. Avrupa’daki bazı fabrikaların acenteliğini de yürüten bu depo Cumhuriyet döneminde de faaliyetlerini sürdürdü. Avrupa’dan getirttiği kataloglardan İstanbul ve taşradaki diş hekimleri ihtiyaç duydukları dişçilikle ilgili her türlü malzemeyi seçerek alabiliyorlardı. Maurice Faraggi Diş Deposu tarafından pazarlanan en ünlü marka ise Kolynos diş macunuydu (bkz. Resim 2). Dünyanın diş macunu üretiminde en önde gelen Amerikan firmalarından olan Kolynos, 1919’da Babıâli’ye başvurarak isim ve markasını tescil ettirdi ve Türkiye temsilcisi olan Maurice Faraggi vasıtasıyla diş macununu piyasaya sürdü. Maurice Faraggi Bahçekapı’daki ilaç deposunda Kolynos diş macununu pazarladı. Resim 3’de Maurice Faraggi Diş Deposu’na ait antetli bir fatura görülebilir.
Maurice Faraggi Diş Deposu’na ait olan ve muhtemelen bu depo dâhilinde kullanılan diş şekli verilmiş markanın üzerinde “Maurice Faraggi Constantinople” yazmakta (bkz. Resim 4). Jetona ilişkin ölçüler 21 mm çap ve 2,2 gram ağırlık şeklinde.
NOT: Yazıda kullanılan jeton, fotoğraf ve efemeralar yazarın koleksiyonunda bulunmaktadır.
Özgür Uğurluoğlu
Sosyal Bilimler / Blog Yazarı
ozgurugurluoglu@gmail.com
Kaynaklar
- Buyurgan, T. ve Uslu, K. (2013). Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti Jeton, Marka ve Fişleri. Osmanlı Nümizmatik Kültür Yayını #5. İstanbul.
- Eski Birahaneler. Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği, Taha Toros Arşivi. Erişim: 14.05.2016.
- Fatma Ana’nın Helvasından Bomonti Biraderlere. Hürriyet Pazar, 6 Temmuz 1997 tarihli gazete haberi.
- Kılar, R. (1999). Türk Nümismatiğinde Jetonlar – II. Burak Nümismatik, İstanbul.
- Yıldırım, N. (2012). Osmanlı ve Erken Cumhuriyet Dönemlerinde Ağız-Diş Bakımı ve Ürünleri. Lokman Hekim Journal, 2(3): 35-50.
- 19. yüzyılda İstanbul’da Yeme İçme Mekânları. http://www.gaste34.com/sehir-haberleri/1441/. Erişim Tarihi: 04.05.2016.
Yasal Uyarı: Yayımlanan bu yazının tüm hakları sosyalbilimler.org’a aittir. Söz konusu metin, izin alınmadan başka bir web sitesinde ya da mecrada kısmen veya tamamen yayımlanamaz, kopyalanamaz, çoğaltılamaz, dağıtılamaz, içeriğinde herhangi bir değişiklik yapılamaz. Aksi taktirde bir hak ihlali söz konusu olduğunda; sosyalbilimler.org, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun ve 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun ilgili hükümleri gereğince maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Ancak yazının bir bölümü, alıntılanan yazıya aktif link verilerek kullanılabilir. Her türlü alıntı (her müstakil yazı için) 200 kelime ile sınırlıdır.Alıntı yapılan metin üzerinde herhangi bir değişiklik yapılamaz. Bu metinde yer alan görüşler yazara aittir ve sosyalbilimler.org’un editöryal politikasını yansıtmayabilir.