Sosyal Bilimler | Kayda Değer Akademik Metinler

Sosyal Bilimler

Her Şeyi Kapsayan Karanlık: John Robison ve İlluminati Komplo Teorilerinin Doğuşu - Sosyal Bilimler
Sosyal Bilimler

Her Şeyi Kapsayan Karanlık: John Robison ve İlluminati Komplo Teorilerinin Doğuşu

1797’nin başlarında John Robison, İngiliz Bilim Kurumu’nda sağlam ve köklü üne sahip bir bilim insanıydı. Yirmi yılı aşkın süredir Edinburgh Üniversitesi’nde doğa felsefesi profesörü, matematik ve optik üzerine güçlü bir otoriteydi; yakın zamanda Encyclopaedia Britannica’nın [Ana Britannica] üçüncü basımında bin sayfadan fazla makale yazması için kıdemli bilimsel katılımcı olarak görevlendirilmişti. Ancak yılın sonunda mesleki itibarı, daha önce yazdığı her şeyi kat kat aşan ve bilimsel çalışmaları unutulduktan çok sonra bile yankıları sürecek olan sansasyonel bir kitapla gölgelenmişti. Kitabın başlığı Proofs of a Conspiracy against all the Religions and Governments of Europe [Avrupa’nın Tüm Dinlerine ve Hükümetlerine Karşı Bir Komplonun Delilleri] idi ve İlluminati olarak bilinen gizli bir Masonik loca tarafından yönetilen büyük bir komplonun, uygar dünyanın tüm değerli kurumlarını gizli ve tanrısız planının araçlarına dönüştürme sürecinde olduğuna dair ebedi bir teoriyi İngilizce konuşan kamuoyuna sundu ki bu; bilinmeyen üstlerin görünmez kontrolü altındaki kitlelerin tiranlığı ve yeni bir ‘her şeyi kapsayan karanlık’ dönemiydi.

Komplonun Delilleri’nin ilk baskısı birkaç gün içinde tükendi ve bir yıl içinde sadece Edinburgh’ta değil, Londra, Dublin ve New York’ta birçok kez tekrar basıldı. Robison, günün büyük sorularına cevap sunarak bir damara basmıştı: Fransız Devrimi’ne ne sebep oldu ve onun kanlı ve kargaşalı ilerleyişini ne yönlendirdi? Milyonlarca kişiyle birlikte Edinburgh’taki bakış açısı, Fransa’nın monarşisini parçaladığı, kilisesinin mal ve mülküne el koyduğu, ezilmiş ve vahşileştirilmiş nüfusunu Avrupa’nın gördüğü en acımasız savaş gücüne dönüştürdüğü haberlerini dehşetle izledi- ve şimdi, genç General Napolyon Bonapart’ın yükselen yıldızının altında, katliamı ve yıkımı çevredeki monarşilere, özellikle İngiltere’nin kendisine gönderme girişiminde bulunuyor. Ancak Robison, şu anda dünyayı tüketiyor gibi görünen terör ve savaşın görünür şekilde anlamsız patlamasından sorumlu olan gizli eli yalnızca kendisinin tespit ettiğine inanıyordu.

Jean-Jacques-François Le Barbier tarafından 1789 yılında resmedilen Declaration of the Rights of Man and of the Citizen in 1789 [1789 İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi] çalışmasının temsili. Tasvirinde “Her Şeyi Gören Göz” ve masonlukla ilişkilendirilen iki sembol olan kırmızı Frigya şapkası da yer almaktadır.
Birçok kişi, devrimin köklerini otorite ve gelenek yerine aklı ve ilerlemeyi yücelten Voltaire, Diderot ve Condorcet gibi Aydınlanma figürlerinin fikirlerine oturtmuşlardır; ancak çoğu aristokrat olan bu filozofların hiçbiri kitlelerin devrimini savunmamıştı ve aslında birçoğunun hayatları giyotinle sonlanmıştı. 1790’ların başlarında, gözünü iktidar hırsı bürüyen Jakoben Kulübü’nün avukatları ve gazetecilerinin kendi amaçları için Paris mafyasını tahrip edici çılgınlıklarıyla kışkırttıklarına inanmak mümkündü ancak 1794’te Danton, Robespierre ve Jakoben liderlerin geri kalanı kurbanlarını giyotine doğru takip ettiler; kendi ipleri bu denli vahşice kesilmişken nasıl kukla ustası olabilirlerdi? Komplonun Delilleri’nin özenle belgelenen sayfalarında Robison’ın önerdiği şey, tüm bu devrim ajanlarının, hırslı ve kendilerini daha yeni görünür hâle getirmeye başlayan çok daha büyük bir oyunun piyonları olduğuydu.

Jean-Baptiste Regnault, La Liberté ou la Mort [Özgürlük ya da Ölüm] (1795). Bazıları tarafından Masonlukla da ilişkilendirilen Fransız devriminin sembolü olan kırmızı Frigya şapkasına dikkat ediniz.
Fransız Devrimi, ondan önceki ve sonraki tüm sarsıcı dünya hadiseleri gibi, olayların hızıyla, onlardan etkilenenlerin paniği ve olaylar ortaya çıktıkça sunulan kısıtlı bilgiyle beslenen komplo teorileriyle doluydu. Britanya’da devrim karşıtlarından biri olan Edmund Burke en başından beri ‘birkaç ülkede zaten olağanüstü nitelikte konfederasyonlar ve yazışmalar oluşuyor’ iddiasında bulundu ve 1797’ye kadar İrlanda’daki gizli toplulukların Napolyon’la birlikte İngiliz hükümetini devirmek ve topraklarını işgal etmek için komplo kurduklarına -haklı sebeplerle- inanıyordu. Robison’ın açığa çıkardıklarının gücü, komploların uğultulu kargaşası içinde tek bir kahramanı, tek bir ideolojiyi ve kaosu iyi ile kötü arasındaki destansı bir mücadelede kristalize eden, sonucu dünya siyasetinin geleceğini belirleyecek olan tek bir kapsayıcı komployu tanımlamasındaydı.

Robison’ın muazzam komplosu etkileyici bir figüre ihtiyaç duyuyordu; bu rol için İlluminati Bavyera Tarikatı’nın kurucusu Adam Weishaupt, görünüşte ümit vadetmeyen bir aday gibi görünüyordu. Takıntılı ve otoriter olan Weishaupt, başından beri gizli topluluğuna üye çekmekte zorlanmıştı, ki onun seçtiği mistik takma adları kabul etmeleri gerekiyordu, onun katı inisiyatik evrelerine (Novice ve Minerval, Illuminatus Minor ve Major, Dirigens ve Magus gibi) kul köle olmaları bekleniyordu, dünya hakimiyeti için görkemli ancak üzerine düşülmemiş haçlı seferinde itaatkâr roller üstlenmelilerdi. 1784’ten sonra, tarikat Bavyera Seçmeni tarafından ifşa edilip yasaklandığında, Weishaupt, maceralarının bir dizi aksi, kendini haklı çıkaran anılarını yazmaktan başka bir şey yapmadığı görüldüğü için kendini Almanya’nın merkezindeki Gotha’ya sürgün etmişti.

Adam Weishaupt’un Portresi. Kaynak: W. R. H. Trowbridge’in Cagliostro: The Splendour and Misery of a Aaster of Magic [Cagliostro: Bir Büyü Atlasının İhtişamı ve Sefaleti] (1910) başlıklı eseri.
Ancak İlluminati’nin, en azından Robison’a, kariyerinde daha yayılmacı olduğu ve şeytani entrikalar görüntüsü sunan çok şey vardı. Weishaupt’ın kendi misyonuna dair mesih anlayışı ve tarikatın abartılı yapıları, ifşa edilenden çok daha büyük bir organizasyona işaret ediyordu ve onun bastırılması, temsil ettiği tehlikeye oranla oldukça büyük bir öfke yarattı. Avrupa’da tohumlanan, filozof ve bilim insanlarının güvenli öncülerinin gündem hâline getirdiği akıl ve ilerleme, kilise ve monarşinin derin endişesiyle eleştiri oklarının hedefi hâline gelmişti. İlluminati furyası, hepsi tanrısız kötü şöhretin en lanet suçlamalarını yapmak için uzun ve sıkıcı konuşmalar, polemikler, el ilanı ve asparagas haberler üretti. Bunlar Robison’ın yıllarını kasıtlı olarak incelemeye harcadığı anekdot ve suçlamaları şekillendirdiği komplonun şimdi sunduğu kanıtıydı. Tarafsız bir gözlemciye, Weishaupt ve İlluminati’si Avrupa’yı tekrar yapılandıran güçler için dokunaklı bir metafor sunmuş olabilir, ama Robison için onlar asıl sebep hâline geldi; şimdiye kadar görünmez olan dünyayı tüketen olaylar ağının merkezi.

Robison, İlluminati furyasının uzaktan izleyicisi olabilir ancak asla tarafsız bir gözlemci değildi. Komplonun Delilleri arkadaşlarına ve akademik meslektaşları için sürpriz olsa da (ve hatta çoğu durumda bir utanç), İlluminati kendini ona bu şekilde sunmasının birçok sebebi vardı. Onun bu keşfi hem özel hayatında hem de profesyonel yaşamında sürüncemede kalan şüpheleri ve çatışmaları çözüme kavuşturdu ve masonluktaki kendi meraklı maceralarına özel olarak uyum sağladı.

1797’ye gelindiğinde, Robison’ın karakteri gençliğinin neşeli ve şen mizacından çok uzak kasvetli ve vahim bir hal almıştı. 1785’te gizemli bir tıbbi durumdan, şiddetli ve ağrılı bir kasık spazmından mustarip olmaya başladı. Görünüşe göre testislerinin altından kaynaklanıyordu, ancak kesin kaynağı Edinburgh ve Londra’nın en seçkin doktorlarını şaşırttı 1790’ların sonunda doğru, acılar içinde kıvranan ve çoğunlukla yatağa bağlı içine dönük ve soyutlanmış bir figür hâline geldi; sıkça afyon kullanıyordu, bazı tanıdıklarına göre yaptığı diyet onu melankoliye, kafa karışıklığına ve paranoyaya karşı savunmasız hâle getirmişti. Fransız Devrimi’nin art arda gelen krizleri Britanya’yı sarmasıyla İskoçya’da papazların ve yargıçların ülke içindeki düşman yandaşları ve gizli Jakoben locaları hakkında devamlı ortaya attığı dedikodular paniği bilhassa yoğunlaştırdı. İşkence, ağır ilaçların etkisi ve dünyanın geri kalanından gelen korkunç haberlerle kuşkular içindeyken, Robison’ın onu tüketmeye gelen komplo için dokuyacak bir sürü karanlık ipliği vardı.

Siyaset, profesyonel hayatına gölge düşürmüştü. Fizik bilimleri, Antoine Lavoisier tarafından yönetilen başka bir Fransız devriminin pençesindeydi. 1780’ler boyunca Lavoisier, oksijenin keşfiyle kurabildiği yeni yanma teorileri ve tüm maddeleri periyodik element tablosuna indirgeme sürecine başlayabilmesiyle bir önceki yüzyılın kimyasını alaşağı etti. Lavoisier’in devrimi Britanya kimyasını ikiye böldü; bazıları onu teknik açıdan madde bilimini dahice dönüştürdüğünü kabul etti, ancak diğerleri içinse onu yeni ve yabancı terminolojisi Fransız metrik sistemi ve devrimsel milat gibi, çağlar boyu birikmiş bilgiyi silip atmak ve Tanrı’nın rolünü bertaraf etmek için kibirli bir girişimdi. Eski kimya sistemi gizemli enerji formları ve asıl ve esas nitelik dilleriyle, yaşam gücü ve kutsal olanın gizemli nefesi fikri kolaylıkla kapsama alındı; ancak Lavoisier’in acımasız yeni dünyasında, madde manipüle edilmiş ölçülebilen basınç ve sıcaklık kuvvetleri tarafından eylemsiz, atıl yapı taşına indirgendi.

1800’lerde bir Mason çırağının inisiyasyonu, Gabanon’un 1745 tarihli aynı temalı gravürüne dayanan bir gravür (yaklaşık 1805).

Robison hiçbir zaman Fransız teorilerini kabul etmedi ve 1797’ye gelindiğinde yeni kimyayı İlluminati komplosunun derinliklerine kadar çalışmıştı. Ona göre, Britanya’nın en ünlü deneysel kimyacısı, muhalefet eden papazı Joseph Priestley ile, Lavoisier yeni ateist dünya düzeninin altında yatan materyalizmi yaymak için gizlice girilmiş Masonik localar ittifakıyla çalışan usta bir illuministti. Madam Lavoisier’in kutsal ayinler için mekân olan, ev sahibesinin esrarlı rahibelerin tören cübbelerini giydiği, ritüel olarak eski kimya metinlerini yaktığı, önde gelen Kıta filozoflarının buluştuğu ünlü salonları Robison tarafından açığa çıkarıldı. Bu görüntü inanması güç görünse de Robison’ın kitabında topladığı başka kanıtların bir parçasıydı; örneğin, anonim Alman bir el kitabında iddia edildiği üzere, büyük filozof Baron d’Holbach’ın salonlarında yoksul ailelerden satın alınan yaşayan çocukların beyinleri yaşam gücünü ayırmak amacıyla parçalara ayrılıyordu.

Bavyera İlluminati’sinin orijinal amblemi. Açılmış bir kitabın üzerinde bilgeliği simgeleyen Minerva baykuşu.

İlluminati, Robison’ın profesyonel hayatına sızdı, ama komplolarıyla en yakın kişisel iletişimi masonluk yoluyla oldu. On yıllardır İskoç Riti’nin (Scottish Rite) bir üyesiydi localarını ‘akılcı bir uğraştan tamamen yoksun olmayan, makul bir şenlikler kalesinde bir veya iki saat geçirmek için bir bahane’ olmaktan öteye gitmediğini düşünürdü, ama kariyeri onu sıklıkla yurtdışına götürdü ki buralarda, masonluk kuralların hepsinin o kadar da masum olmadığını keşfedince şok oldu. 1770’te yılını St. Petersburg’daki Catherine’in sarayında Rusça öğrenerek ve denizcilik dersleri vererek geçirdi; seyahatleri boyunca Fransa, Belçika, Almanya ve Rusya’da başka masonlarla tanıştı ve locaları ziyaret etti. Gördükleri onu dehşete düşürmüştü: İskoç Riti ile kıyaslandığında Kıta locaları ‘dinsizlik ve ahlaksızlık okulları’ gibiydi. Üyeleri ona ‘coşkunluk ve fanatizm’ tarafından tüketilmiş ve dini görüşleri ‘J. Behmen [Jocab Boehme] ve Swedenborg’un -modern Gül-Haçlılar’ın fanatik ve sahtekâr öğretileri tarafından- Sihirbazlar – Manyetizörler – Şeytan Çıkarıcılar ve benzerlerinin’ mistik heveslerinden çok rahatsız olmuş görünüyordu. Şimdi, otuz yıl sonra, kısa bir süre ama unutulmaz şekilde maruz kaldığı okültizmi ve özgür düşünce olarak anımsadığı gibi, Kıta’yı saran yıkımın kaynağı hakkında hiçbir şüphesi yoktu.

Komplonun Delilleri çok satanlar listesinde olmasına rağmen, İlluminati komplosu hiçbir zaman Britanya siyasi sınıflarını Avrupa’da yaptığı gibi kavramadı. Fransız Devrimi’nin krizleri geçtiğinde bazı muhafazakâr kesim bunu üstün İngiliz sağduyusuna dayandıracaklar, ama işin gerçeği Britanya’nın o zamanlarda çok daha ciddi tehditleri ve uğraşacak komploları vardı. Bavyera İlluminati’nin ‘gizli metinleri’nden çok daha kışkırtıcı ve radikalleşen bir eser olan Tom Paine’in Rights of Man [İnsan Hakları] kitabı, altı peni gibi ucuz baskısında iki yüz binin üzerinde kopya satmıştı; bu sayı, o zamana kadar toplumda satın alınandan daha fazla olduğu düşünülüyordu. Britanya filosu isyanlarla sarsılırken, hükümet kitlesel protesto ve ayaklanmaları kontrol altına almada güçlük çekiyordu, uzun süredir dağılmış bir Bavyera locasının yaptıklarının baskılayıcı bir sorundan daha fazlası olarak görünmemesi şaşırtıcı değildi.

Ancak Robison’un kitabı Amerika Birleşik Devletleri’nde derin ve kalıcı bir etki yarattı. Burada, Avrupa’yı kasıp kavuran devrim ve gericiliğin kutuplaşmış güçleri, Kurucu Babaları bölmek ve yeni doğmakta olan Anayasalarını yok etmekle tehdit eden bir biçimde ortaya çıkıyordu. Thomas Jefferson gibiler kendilerini monarşinin prangalarından koparıp atmış ve İngiliz deniz ablukaları arasında ticaret yapan Fransız cumhuriyetinin soydaşları gibi gördüler, diğerleriyse; Alexander Hamilton gibi, ki onun Federalist partisi varlıklı vatandaşları korumaya yönelik güçlü bir devletten yanaydı, Fransız Devrimi’nden sızan radikal ideallerden korkuyordu. İki taraftan da ihanet suçlamalarının savrulduğu böylesi aşırı ısınmış siyasi bir ortamda, Komplonun Delilleri, Federalistler tarafından demokrasi, köleliğin kaldırılması ve insan hakları gibi iyi görünen sloganların arkasında pusuda bekleyen gizli gündemin kanıtı olarak hırsla ele geçirilmişti. Robison’ın sözleri 1789 ve 1799 yılları arasında New England kürsülerinde ve kitapçıklarında defalarca kez tekrarlandı ve Jefferson açık bir şekilde Weishaupt Tarikatı’nın bir üyesi olmakla suçlandı.

Portrait of John Robison [John Robison’un Portresi] (1798), Henry Raeburn
Ancak bu tür suçlamalar hiçbir zaman kanıtlanamamıştır; ‘İlluminati Korkusu’ tükendi ve Federalistler asla geri kazanmamak üzere güç kaybetti. Yine de olaylar Amerikan siyasal zihniyetine derinden dokundu ve sonraki paranoya ve paniğe de sebep oldu. Robison’ın fikirleri tekrar bulunmaya, keşfedilmeye ve modern siyaseti görülmemiş şekillerde etkilemeye devam edecekti. Modern dönemin duayen komplo teorisyeni Nesta Webster, Robison’ın teorisini bütün olarak sindirdi ancak İlluminati’nin bir maske olduğuna inandı; Siyon Liderlerinin Protokolleri’nde gerçek komplocuların ‘Yahudi tehlikesi’ gündemine doğru şekilde maruz kaldığına inanıyordu. Webster İngiliz Faşistler Birliği’ne katılarak kendini kenara attı, o zamanki desteği daha geniş tabanlıydı ve Winston Churchill’in haberciliğinde hayranlık uyandıran atıflar bile aldı. ‘Medeniyete karşı komplo Weishaupt günlerine dayanmaktadır’ Churchill 1920’de Sunday Herald için yazdı; ‘Sayın Webster’in modern bir tarihçi olarak ustalıkla gösterdiği gibi, Fransız Devrimi’nde kayda değer rol oynamıştır.’ İzolasyonist sağdaki pek çok kişi Robison’un teorisine bugün de inanmaya devam etmektedir; örneğin, resmi John Birch Society’nin resmi çizgisi, Weishaupt’ın İlluminati’sini ‘Komünist hareketin atası ve modern yıkıcı komplocu hareketlerin modeli’ konusunda diretiyor.

Amerika Birleşik Devletleri Büyük Mührü’nün arka yüzünün 1909 yılında ABD Hükümeti’nin Büyük Mühür üzerine hazırladığı bir kitapçıkta basılan versiyonu. Henry A. Wallace’a göre, Büyük Mühür’ün arka yüzünün bu versiyonu dikkatini çekmiş ve Başkan Franklin Roosevelt’e tasarımı bir madeni paraya koymayı önermesine neden olmuş, Roosevelt de bu aşamada tasarımı bir dolarlık banknotun arkasına koymaya karar vermiştir.

1805’te Edinburgh’tan öncü meslektaşı jeolog John Playfair, Robison’ın ölümünün takip ettiği son tıbbi krizden sonra bilimsel başarılarına odaklanan, en iyi hatırlandığı çalışmadan bahsetmekten de kaçınmayan saygı dolu bir anı metni kaleme aldı. Playfair, “Fransız Devrimi’nin yarattığı telaşın Bay Robison’da doğal olmayan bir saflık derecesi yarattığını” belirtti. Devrimin, zalim bir rejimin baskısına tepki gösteren gerçek bir kitle hareketi olduğuna inanamayan birçok kişi tarafından paylaşılan bir saflık olduğunu vurguladı Playfair, dikkatlice organize edilmiş küçük fanatik loca tarafından düzenlenmiş olması gerektiğine ve bu tür bir komplo için delil eksikliğinin komplocuların operasyonlarını halkın gözünden gizlemek için bir delil olduğu inancına kendilerini adamışlardı.

Playfair’in analizinde çok açık bir anlam vardı ve Robison’ın teorilerine inanmaya başlayan ve bugün de inanmaya devam eden birçok de kişiye eşitçe uyarlanabilirdi. Ancak gözlerinin önünde ortaya çıkan modern dünyanın şoku Robison’ın yargısını dengesizleştirmeseydi, politikayı kiliseden ve monarşiden ayırıp halkın eline vermekten kaynaklanan yeni tehlikeler hakkında ona aynı zamanda etkili hatta öngörülü bakış açısı verirdi. Muhafazakârlıktan nihilizme, anarşiden diktatörlüğe kadar her modern siyasi ideolojiyle aynı potada biçim verilen İlluminati komplosu modern bir mit hâline geldi; yalnızca olgusal temelinin inceleme altında buharlaştığı küçümseyici anlamda değil, anlamını yeni ve öngörülemeyen senaryoları barındıracak şekilde uyarlayabilen, şekil değiştiren bir anlatı. 1970’lerden bu yana, Robert Anton Wilson’dan itibaren karşı kültür figürleri tarafından muhafazakâr düşüncenin barok bir çılgınlığı olarak neşeyle hicvedildi, ancak bu sadece ününü ve gizemini artırdı: Dan Brown’ın Angels and Demons [Melekler ve Şeytanlar] kitabı bugünün okurlarının Robison’ın hik’âyenin yeniden yapılandırılmamış versiyonuna milyonlarca kez sarılacağını gösteriyor. Popüler kültürde, eski zaman dininde, hicivde ve milliyetçi politikada İlluminati komplosu, aklın ışığının da gölgelerinin olduğu ve en aydınlanmış demokrasinin bile gizli eller tarafından manipüle edilebileceği uyarısıyla hâlâ yankılanıyor.

Bu yazı Büşra Aslan tarafından sosyalbilimler.org’da yayımlanmak üzere Türkçeye çevrilmiştir.

Orijinal Kaynak: Jay, Mike. (2014, April 02), “Darkness Over All: John Robison and the Birth of the Illuminati Conspiracy ” Public Domain Review.

Atıf Şekli: Jay, Mike. (2022, Ekim 03). “Her Şeyi Kapsayan Karanlık: John Robison ve İlluminati Komplo Teorilerinin Doğuşu” Çev. Büşra Aslan, Sosyal Bilimler. sosyalbilimler.org/her-seyi-kapsayan-karanlik-john-robison-ve-illuminati-komplo-teorilerinin-dogusu

Kapak Resmi: José Parlá, Masquerades Stakes of America (1991)

Yasal Uyarı: Yayımlanan bu yazı Türkçeye yabancı dilden sosyalbilimler.org çevirmenleri tarafından çevrilmiştir. Söz konusu metin, izin alınmadan başka bir web sitesinde ya da mecrada kısmen veya tamamen yayımlanamaz, kopyalanamaz, çoğaltılamaz, dağıtılamaz, içeriğinde herhangi bir değişiklik yapılamaz. Aksi taktirde bir hak ihlâli söz konusu olduğunda; sosyalbilimler.org, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun ve 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun ilgili hükümleri gereğince maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Ancak yazının bir bölümü, alıntılanan yazıya aktif link verilerek kullanılabilir. Her türlü alıntı (her müstakil yazı için) 200 kelime ile sınırlıdır. Alıntı yapılan metin üzerinde herhangi bir değişiklik yapılamaz. Bu metinde yer alan görüşler yazara aittir ve sosyalbilimler.org’un editöryal politikasını yansıtmayabilir.

sosyalbilimler.org’da yayımlanan metin, video ve podcastlerin paylaşıldığı Telegram grubuna katılmak için buraya bakılabilir. Söz konusu grubun, kuruluş nedeni, işleyiş, güvenlik hususu, sorumluluklar ve diğer detaylar için bu sayfa incelenebilir.


sosyalbilimler.org'da yayımlanan çalışmalar ile ve yeni çıkanlar arasından derlenen kitapların yer aldığı haftalık e-posta bültenine ücretsiz abone olmak için bu sayfa incelenebilir.

Telegram Aboneliği


sosyalbilimler.org’da yayımlanan metin, video ve podcastlerin paylaşıldığı Telegram grubuna katılmak için buraya bakılabilir. Söz konusu grubun, kuruluş nedeni, işleyiş, güvenlik hususu, sorumluluklar ve diğer detaylar için bu sayfa incelenebilir.

sosyalbilimler.org’a Katkıda Bulunabilirsiniz.

sosyalbilimler.org'da editörlük yapabilir, kendi yazılarını yayımlayarak blog yazarımız olabilir veya Türkçe literatüre katkı sağlamak amacıyla çevirmenlik yapabilirsin. Mutlaka ilgi alanına yönelik bir görev vardır. sosyalbilimler.org ekibine katılmak için seni buraya alalım!

Bizi Takip Edin!

Sosyal Bilimleri sosyal ağlardan takip edebilir, aylık düzenlenen kitap çekilişlerimize katılabilirsiniz.