Sosyal Bilimler | Kayda Değer Akademik Metinler

Sosyal Bilimler

Feminizm Bağlamında Posthümanizm - Sosyal Bilimler
Sosyal Bilimler

Feminizm Bağlamında Posthümanizm

Rosi Braidotti, “İnsan Sonrası (Posthuman) Feminizm üzerine Dört Tez”[1] isimli makalesinde şöyle der: “Feminizm, hümanizm değildir.”  Feminizmin farklı cinsiyetten, ırktan ve sınıftan insanlar arasındaki (sosyal ayrımın değişkenlerinden birkaçını belirtmek gerekirse) eşitlik talebi göz önünde bulundurulduğunda bu argüman anlaşılması güç hale gelebilir. Braidotti, aynı anda hem sorunsallaştırılmamış tarihi hem de hümanizmin karmaşık yapısını, özellikle kadınlar üzerinden, vurgulayarak liberal ve sosyalist feminizmle Aydınlanma temelli hümanizm arasında bir bağ olduğunu iddia eder:

Politik olarak kadınların ve diğer azınlıkların özgürleşmesi, hümanizmin sorunsuz bir aidiyeti öngören eşitlik fikrine benzer şekilde ele alınmıştır. Bu durum, doğal düzeni kölelik, şiddet ve barbarlık olarak görmeye yol açmaktadır: Eşitsizlikleri normalleştiren doğa.[2]

Bu “müşterek bir insan fikrine ait olmak”, yine de uzun süredir, özellikle son otuz yılda, feminizm bünyesinde eleştirilmiştir. Bu durum, feminizmi antihümanist ya da daha doğrusu, posthümanist[3] yaparak Avrupa merkezci hümanizmin reddedilmesine yol açtı. Aslında, birçoklarına göre bu müşterek insan fikri, genelde beyaz, maskülen, varlıklı, sağlıklı ve heteroseksüel normların[4] dışında kalanları dışlamaktadır. Feminist bakış açısına minettar çalışma alanlarının çoğu, örneğin birkaç isim saymak gerekirse, engelli çalışmaları, hayvan çalışmaları, LGBTQI çalışmaları, postyapısal teori, eleştirel ırk çalışmaları, crip teorisi ve ekolojik aktivizm, hümanizmin andro-ve/veya antroposentrizmini[5] sorgulamaktadır. Bu bağlamda, posthümanist olduğu söylenen bir dönüşümün çeşitli alanlarda yaşandığı söylenebilir.

Feminizm ile posthümanizm arasındaki kesişimi ve bağıntıyı anlayabilmek için öncelikle hiç kuşkusuz “posthümanizm” yani “insan – sonrası” kavramını anlamak gereklidir. Cecilia Åsberg, Redi Koobak ve Ericka Johnson’a göre, insan-sonrası kavramı, somut haliyle insanın teknolojik gelişmeler ile arasındaki ilişkiyi yeniden yapılandırmak amacıyla son zamanlarda birtakım girişimlerde bulunmuştur. Bazı akademisyenler bu kavramı bilime karşı bir tehdidin ya da insan türünün saflığının bozulmasına dair bir metafor olarak kullanırken diğerleri bunu saf türlerin bütünlüğünü[6] karmaşıklaştıran bir şey olarak görmektedir.

Feminizm Bağlamında İnsan Sonrası ve Posthümanizm

Feminizm bağlamında, posthuman ve posthümanizm, hümanist düşüncenin ve insan istisnacılığındaki antroposentrik temelinin, teknolojik gelişmelere karşı optimist inancın, doğa ve kültürün hiyerarşik sınıflandırmasının, “diğer” ve “kendi” kavramlarının, insanın ve insan olmayanın ve mevcut insan-insan dışı ilişkilerin[7] etik anlamda doğruluğunu açıkça sorgular. Başka bir deyişle, feminist posthümanist çalışmalar, “insan” teriminin hümanist hiyerarşik kavramsallaştırmalarını sorgulayarak ve aynı zamanda insan dışı varlık açısından insan varlığının maddeselliğini ve kırılganlığını ve ahlak kurallarını[8] öne çıkararak bu terimin yeniden tartışılması olarak da tanımlanabilir. Bu anlamda, Åsberg’in de değindiği gibi, insan-sonrası, ya da feminizmdeki materyal ya da ontolojik dönüşüm, aynı zamanda ahlaki bir dönüşümdür ve örneğin, feminist düşünce ve pratikte maddenin rolünü öne çıkartan feminist bilim ve teknoloji çalışmaları, yaşam bilimleri, feminist sağlık ve beden çalışmaları ve yeni materyalizme paraleldir.[9]

Feminist posthümanist çalışmalar geçmişi, erken anti-hümanist teorileştirmeye, soykütüklerine ve Simone de Beauvoir, Hélène Cixous, Gilles Deleuze, Jacques Derrida, Luce Irigaray, Michel Foucault ve Jean-François Lyotard gibi feminist teoriye yakın klasik akademisyenlerin eleştirel düşüncelerine dayanır. Bu isimlerin hepsi insan konusunun evrenselliğini, rasyonelliğini ve egemenliğini sorgulamışlardır. Ayrıca,feminist hareket, feminist çalışmalar ve feminist felsefe bağlamında feminist posthümanizm, çok sayıda sanat dalı, edebiyat eseri ve filme olduğu gibi kültür ve çevre bilimine ve teknolojik çalışmalara da teşekkür borçludur.[10]

Feminist posthümanizm çerçevesinde yazan ya da çalışmaları bir şekilde bu konsepte uyum sağlayan feminist akademisyenler, son zamanlarda, örnek olarak, bilimkurguda insan için/gibi dönüşümün etiği[11], dijital hauntoloji[[12],  engellilik/sakatlık ve canavlar[13], cisimleştirme[14], hayvan karşılaşmaları[15], queer[16], ölüm[17]ve bio-art[18]gibi feminist posthümanist çalışmaların uğraştığı içeriklerin çeşitliliğini gösteren bazı ilgi çekici konuları sorguladılar. Bu alanın hem geçmişi hem de bugünü, feminist anlayıştaki posthümanizmin, antroposentrik ve androsentrik hümanizm geleneğinin doğruluğunu sorguladığını kanıtlamaktadır. Bu gelenek insanı, insan dışı olarak kabul edilen diğer her şeyden ayır tutmaktadır: Sömürülen ve esir edilen, marjinalleştirilen ve vatandaşlık hakkı tanınmayan, kadın ve hayvan, hepsi rasyonel insandan daha çok ötekileştirilmiştir.[19]

İnsanın, İnsan-Olmayanın ve İnsanlığın Yeniden Tasavvuru

Posthuman konseptine karşı “tahammülü olmadığı”[20] söylenmesine rağmen Donna Haraway, posthümanist feminist düşüncenin en önemli, en etkili ve en ilham verici isimlerinden biri olma unvanını elinde tutar. Çalışmaları insanla insan-olmayan (bunlar makineler, insan-harici hayvanlar ya da doğal kültürel alemin yaratıklarından biri olabilir[21]) arasındaki girift karmaşanın etiğiyle alakalı bir kaygıya sahip olduğundan feminist posthümanist çalışmalarla iç içedir. Haraway, ilham verici “Cyborg Manifesto” isimli kitabında, siborgu, hem organizma ve makine arasındaki hem de zihin ve akıl, doğa ve kültür, insan ve hayvan, dişi ve erkek[22] arasındaki düalistik ayrımları ve hiyerarşiyi sorgulayan feminist bir figür olarak ortaya koyar. O zamandan beri siborg, posthümanist teoride insanın, insan-olmayanın ve insanlığın yeniden tasavvurunda çığır açan bir figür olarak kullanılagelmektedir. En son çalışmasında Haraway, insan yerine “humus”(yerküre, toprak), insan-sonrası yerine de “kompost” (farklı özellikteki şeylerin bir araya gelmesinden oluşan bileşim) kavramlarını kullanır. Bunların ikisi de insanların, insan olmayan diğer her şeyle “birlikte olagelme” sürecine dahil olma yollarına atıfta bulunmaktadır.[23]

Akademisyenlerin insan egemenliğindeki yeni bir çağda yaşayıp yaşamadığımızı ve eğer yaşıyorsak bu çağın nasıl isimlendirileceğini tartıştığı günümüzde antroposentrik hümanizmin feminist eleştirisi oldukça tartışılan bir konudur. Antroposen(anthropocene) terimi, belki de bu çağı tanımlamak için en sık kullanılan terimlerden biridir. Öte yandan, Haraway bu konseptin insan-merkezci oluşunu eleştirir ve yerine “Chthulucene” kavramını kullanmayı önerir. Ona göre bu kavram çağımızın insan ve insan-olmayan arasındaki karmaşık şekilde kümelenmiş ilişkiler yığınını[24] tasvir etmektedir. Antroposen çağında feminizm üzerine yazarken Stacy Alaimo şunları da sorar ‘Anthropocene’ terimindeki ‘anthro’ kimdir? Görülen evrenselliğinde, bu önek herkesin sahip olabileceği bir özne pozisyonu sunmakta mıdır?”[25] Alaimo, ortak, birleşmiş bir insanlık varsayımının sorunsallığına dikkat çeker. Çünkü bu, insani standartlar ve insan etiği eşit bir şekilde tecrübe edilmediği ve “insanın kendisi savunulamaz, kuruntusal ve yıkıcı bir konsept haline geldiği için”[26], antroposen denilenin sebebi haline gelmektedir. Bu yüzden farklılıkların çokluğuyla ve çoklukların farklılıklarıyla yaşamayı, etik bir şekilde, sağlayabilecek yeni bakış açılarına ve yaklaşımlara ihtiyaç vardır. Feminist posthümanist çalışmalar bu yaklaşımlara yönelik yeni açılımlar ve fırsatlar ortaya koyabilir.[27]

This article was originally published at Genealogy of the Posthuman.

Çeviri: Eylül Yağanoğlu
Sosyal Bilimler / Çevirmen
eylul.yaganoglu@sosyalbilimler.org

Redaksiyon: H. Hale Özcan
Sosyal Bilimler / Redaktör
redaktor@sosyalbilimler.org

Kaynak: Aino-Kaisa Koistinen, Sanna Karkulehto / Genealogy of the Posthuman
Feminism


Kaynakça

[1]Rosi Braidotti, ‘Four Theses on Posthuman Feminism’, in Anthropocene Feminism, düz. Richard Grusin (Minneapolis: Minnesota Üniversitesi Yayınları , 2017), s. 21–48, s. 21.

[2]Braidotti, ‘Four Theses’, s. 21.

[3]Braidotti, ‘Four Theses’, s. 21–31.

[4]Daha fazlası için, örn. Braidotti, ‘Four Theses’, s. 23; Cary Wolfe, Animal Rites: American Culture, the Discourse of Species, and Posthumanist Theory (Chicago: Chicago Üniversitesi Yayınları, 2003), s. 6–8.

[5]Daha Fazlası için, Cecilia Åsberg, Redi Koobak ve Ericka Johnson, ‘Beyond the Humanist Imagination’,NORA – Nordic Journal of Feminist and Gender Research, 19/4 (2011), s. 218–230; Braidotti, ‘Four Theses’, s. 21–48; Aino-Kaisa Koistinen, The Human Question in Science Fiction Television: (Re)Imagining Humanity in Battlestar Galactica, Bionic Woman and V (Jyväskylä Üniversitesi, 2015), s. 59.

[6]Åsberg, Koobak & Johnson, ‘Beyond’, s. 218–230(s. 226–227); ayrıca bkz. Koistinen, The Human Question, s. 43.

[7]Bkz., örn. Cecilia Åsberg& Rosi Braidotti, ‘Feminist Posthumanities: An Introduction’, in A Feminist Companion to the Posthumanities, düz. Cecilia Åsberg& Rosi Braidotti (Cham: Springer, 2018), s. 1–22; Cecilia Åsberg, ‘The Timely Ethics of Posthumanist Gender Studies’, Feministische Studien31/1 (2013), s. 7–12; Rosi Braidotti, The Posthuman (Cambridge: Polity, 2013); Cary Wolfe. What is Posthumanism?(Minneapolis: Minnesota Üniversitesi Yayınları, 2010); Donna J. Haraway, When Species Meet(Minneapolis: Minnesota Üniversitesi Yayınları, 2008), s. 17.

[8]Aino-Kaisa Koistinen,The Human Question, s. 43; ayrıca bkz. Åsberg, Koobak and Johnson, ‘Beyond’, s. 218–230; Åsberg, ‘The timely ethics’, s. 7–12.

[9]Åsberg 2013, ‘The Timely Ethics’, s. 7; ayrıca bkz. Koistinen, The Human Question, s. 14. For more on posthuman ethics, see Patricia MacCormack, Posthuman Ethics. Embodiment and Cultural Theory (London: Routledge, 2012).

[10]Åsberg& Braidotti, ‘Feminist Posthumanities: An Introduction’, s. 1–22 (s. 2–7).

[11]Ingvil Hellstrand, Passing as Human: Posthuman Worldings At Stake in Contemporary Science Fiction(Stavanger Üniversitesi, 2015); Koistinen, The Human Question.

[12]Line Henriksen, In the Company of Ghosts: Hauntology, Ethics, Digital Monsters (Linköping Üniversitesi, 2016).

[13]Donna McCormack, ‘Queer Disability: Postcolonial Feminism and the Monsters of Evolution’, in A Feminist Companion to the Posthumanities, ed. by Cecilia Åsberg& Rosi Braidotti (Cham: Springer, 2018), s. 153–164.

[14]Bkz. Margrit Schildrick Embodying the Monster: Encounters with the Vulnerable Self(Sage: London, 2002);Schildrick, Re/membering the Body, in A Feminist Companion to the Posthumanities, düz. Cecilia Åsberg& Rosi Braidotti (Cham: Springer, 2018), s. 165–174.

[15]Lynda Birke & Tora Holmberg, ‘Intersections: The Animal Question Meets Feminist Theory’, inA Feminist Companion to the Posthumanities, ed. by Cecilia Åsberg& Rosi Braidotti (Cham: Springer, 2018), s. 117–128.

[16]Patricia MacCormack, ‘Queer Posthumanism: Cyborgs, Animals, Monsters, Perverts’, in The Ashgate Research Companion to Queer Theory, düz. Noreen Giffney & Michael O’Rourke (London: Routledge, 2009).

[17]Tara Mehrabi, Making Death Matter: A Feminist Technoscience Study of Alzheimer’s Sciences in the Laboratory(Linköping Üniversitesi, 2016).

[18]Marietta Radomska, Uncontainable Life: A Biophilosophy of Bioart(Linköping Üniversitesi, 2016).

[19]Cecilia Åsberg, ‘A Feminist Companion to Post‐humanities’,NORA – Nordic Journal of Feminist and Gender Research16/4, (2008), s. 264–269; ayrıca bkz. Koistinen, The Human Question, s. 14; Åsberg, Koobak & Johnson. ‘Beyond’, s. 218–230 ( s. 224–227); Åsberg ‘The Timely Ethics’, s. 7–12; Braidotti, The Posthuman; Braidotti, ‘Four Theses’, s. 21–48.

[20]Åsberg& Braidotti, ‘Feminist Posthumanities: An Introduction’, s. 11; ayrıca bkz. Donna Haraway, Staying with the Trouble. Making Kin in the Chthulucene (Durham: Duke Üniversitesi Yayınları, 2016), s. 13, 97.

[21]Daha fazlası için Koistinen, The Human Question, s. 43–45.

[22]Donna Haraway, Simians, Cyborgs, and Women: The Reinvention of Nature (New York: Routledge, 1991), s. 149–181, (örn. s. 149–152, 177); ayrıca bkz. Koistinen, The Human Question, s. 44–45. The manifesto was originally published as ‘A Manifesto for Cyborgs: Science, Technology, and Socialist Feminism in the 1980s’,Socialist Review80 (1985), s. 65–108.

[23]Haraway, Staying with the Trouble, s. 1–8, 11–12, 30–55, 97.

[24]Haraway, Staying with the Trouble, örn. s. 1–8, 11, 30–55, 97.

[25]Stacy Alaimo, ‘Your Shell on Acid: Material Immersion, Anthropocene Dissolves’, in Anthropocene Feminism, düz. Richard Grusin (Minneapolis: Minnesota Üniversitesi Yayınları, 2017), s. 89–120 (s. 89).

[26]Stacy Alaimo, ‘Material Feminism in the Anthropocene’, in A Feminist Companion to the Posthumanities, ed. by Cecilia Åsberg& Rosi Braidotti (Cham: Springer, 2018), s. 45–54 (s. 52).

[27]Åsberg& Braidotti, ‘Feminist Posthumanities: An Introduction’, s. 11; ayrıca bkz. Haraway, Staying with the Trouble, s. 4.


Yasal Uyarı: Yayımlanan bu yazı Türkçeye yabancı dilden sosyalbilimler.org tarafından çevrilmiştir. Söz konusu metin, izin alınmadan başka bir web sitesinde ya da mecrada kısmen veya tamamen yayımlanamaz, kopyalanamaz, çoğaltılamaz, dağıtılamaz, içeriğinde herhangi bir değişiklik yapılamaz. Aksi taktirde bir hak ihlali söz konusu olduğunda; sosyalbilimler.org, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun ve 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun ilgili hükümleri gereğince maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Ancak yazının bir bölümü, alıntılanan yazıya aktif link verilerek kullanılabilir. Her türlü alıntı (her müstakil yazı için) 200 kelime ile sınırlıdır. Alıntı yapılan metin üzerinde herhangi bir değişiklik yapılamaz. Bu metinde yer alan görüşler yazara aittir ve sosyalbilimler.org’un editöryal politikasını yansıtmayabilir.

sosyalbilimler.org’da yayımlanan metin, video ve podcastlerin paylaşıldığı Telegram grubuna katılmak için buraya bakılabilir. Söz konusu grubun, kuruluş nedeni, işleyiş, güvenlik hususu, sorumluluklar ve diğer detaylar için bu sayfa incelenebilir.


sosyalbilimler.org'da yayımlanan çalışmalar ile ve yeni çıkanlar arasından derlenen kitapların yer aldığı haftalık e-posta bültenine ücretsiz abone olmak için bu sayfa incelenebilir.

Telegram Aboneliği


sosyalbilimler.org’da yayımlanan metin, video ve podcastlerin paylaşıldığı Telegram grubuna katılmak için buraya bakılabilir. Söz konusu grubun, kuruluş nedeni, işleyiş, güvenlik hususu, sorumluluklar ve diğer detaylar için bu sayfa incelenebilir.

sosyalbilimler.org’a Katkıda Bulunabilirsiniz.

sosyalbilimler.org'da editörlük yapabilir, kendi yazılarını yayımlayarak blog yazarımız olabilir veya Türkçe literatüre katkı sağlamak amacıyla çevirmenlik yapabilirsin. Mutlaka ilgi alanına yönelik bir görev vardır. sosyalbilimler.org ekibine katılmak için seni buraya alalım!

Bizi Takip Edin!

Sosyal Bilimleri sosyal ağlardan takip edebilir, aylık düzenlenen kitap çekilişlerimize katılabilirsiniz.