Sosyal Bilimler | Kayda Değer Akademik Metinler

Sosyal Bilimler

#Anayasa2017: Kemal Gözler Kitabı; Elveda Anayasa - Sosyal Bilimler
Sosyal Bilimler

#Anayasa2017: Kemal Gözler Kitabı; Elveda Anayasa

İktidar yozlaştırır, mutlak iktidar mutlak yozlaştırır. — Lord Acton

Anayasa tartışmaları cumhuriyetin kuruluşundan itibaren Türkiye hukuk ve siyaset hayatının en temel tartışma konularından biri olmuştur. Cumhuriyet tarihinde sistemle her sıkıntısı olan mevcudun uygulanmasını sorun etmek yerine hemen her zaman sistemin yanlış olduğu iddiasıyla yeni bir sistem önermiştir. Dolayısıyla Türkiye gündeminin merkezinde her zaman anayasa tartışmaları yer almıştır. 1961 Anayasasından bu yana da hemen her iktidar sahibi anayasa üzerinde yapabildiği değişiklikleri yapmıştır. Sadece 1982 Anayasası üzerinde bile aralıklı olarak büyük çaplı 10 değişiklik yapılmıştır. Bunlardan belki de en önemlisi 2010 Referandumunda halk oylamasına sunulan değişikliktir. Son değişiklikler de sistemin dertlerine çare olmadığından olsa gerek önümüzdeki günlerde hükümet sistemini baştan dizayn eden yeni bir Anayasa Değişikliği Kanunu için referanduma gidilecek.

Hayatını anayasa hukukuna adamış bir bilim insanı olan Prof. Dr. Kemal Gözler söz konusu kanun hakkındaki görüşlerini kaleme aldı. Gözler, her gelişmeyi takiben kendi internet sitesinde yayınladığı makalelerini bir kitapta topladı: Elveda Anayasa.

Bu kitabı neden yazdığı sorusuna cevap vererek başlıyor yazar. Kitabı yazarken içinde bulunduğu ruh halinden, siyasi tartışmalara karşı sert tutumuna karşılık söz konusu anayasa değişikliği kanunu karşısında neden sessiz kalamadığından bahsediyor.

Kitabın önsözü bir hukuk manifestosu niteliğinde. Gözler,

Hükümet sistemimizi baştan sona değiştiren, anayasamızın toplam 69 maddesini etkileyen çok önemli bir Anayasa Değişikliği Kanunu halk oylamasına sunuldu. 16 Nisan’da oylanacak. Herkes konuşuyor. Tek konuşmayanlar anayasa hukukçuları! ‘Topçular’ ve ‘popçular’ konuşuyor, anayasacılar susuyor! Bir zamanlar, televizyonlara haber spikerleri kadar çok çıkan meslektaşlarımız vardı. Şimdi neredeler? Bir zamanlar, vesayete karşı savaş açan; demokrasi, insan hakları gibi kavramları dilinden düşürmeyen meslektaşlarımız vardı. Şimdi neredeler?

Bu kitabı ben de susanlardan biri olmamak için yazdım!

sözleriyle başlıyor kitabına ve ardından sırasıyla; teklif aşamasındaki eleştirilerini, anayasacıların suskunluğu üzerine düşüncelerini her biri ayrı birer makale olarak ele alıyor. Ardından, kendisinin ifadesiyle tam bir hukuki pozitivist olarak Anayasa Hukuku Genel Teorisi açısından önerilen sistemin niteliğini tartışıyor; ABD’deki başkanlık sistemine yapılan göndermeleri ele alarak ABD’deki sistemle önerilen sistemi karşılaştırıyor. Değişiklik kanununun içeriğinden ayrı olarak da konjonktürü anayasa hukuku açısından değerlendiriyor.

Ekin Yayınevi, 2017

Yazar kitabın sonuna iki de “Ek” eklemiş. Bu eklerden bir tanesi yazarın, 2016 kış sayısında Türkiye Günlüğü dergisinde yayımlanan Türkiye’de Hükümet Sistemi Tartışmaları Üzerine Bir Deneme başlıklı makalesi. Eklerden diğeri ise yazarın kendi kitabı olan Anayasa Hukukunun Genel Esaslarına Giriş isimli kitabın “Hükümet Sistemleri” başlıklı bölümü. Dolayısıyla, hükümet sistemleri hakkında hiçbir fikri olmayan biri dahi kitabı okuduğunda kitaptaki hukuki tartışmalara yabancılık çekmeyecektir.

Kemal Gözler, sosyal bilimlerle uğraşan hemen herkesin okuduğu, anayasa hukukunu ilk olarak ondan öğrendiği bir isimdir. Bütün kitaplarındaki yalın ve anlaşılır üslubunu, bu kitapta da korumuş. Dolayısıyla, kitap sadece değişiklik kanununun tartışıldığı akademik bir kitap olmasının ötesinde, her vatandaşın rahatlıkla anlayabileceği referanduma dair bir bilgilendirme kitabıdır.

Kitabın büyük kısmını Anayasa Değişikliği Kanunu’nda önerilen sistem ve ABD başkanlık sistemi karşılaştırması ile referandumun plebisite dönüşmemesine dair uyarılar oluşturuyor. Değindiği her konuyu kuvvetler ayrılığına bağlayan yazar, her fırsatta kuvvetler ayrılığı olmadan hürriyetin olamayacağını söyleyen Montesquieu’den bahsediyor.

Hakların güvence altına alınmadığı ve kuvvetler ayrılığının olmadığı bir toplumda anayasa da yoktur. (Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi m.16)

Cumhurbaşkanlığı Sistemimi, Başkanlık Sistemi mi, Yoksa Neverland Sistemi mi? / 16 Nisan’da Neyi Oylayacağız? 

Yazar, Anayasa Değişikliği Kanunu hakkındaki asıl eleştirilerini üçüncü bölümde dile getiriyor. Dört alt başlıkta “hayır” oyu lehine ileri sürülen görüşlerdeki yanlışlardan, “evet” oyu lehine ileri sürülen görüşlerdeki yanlışlardan, ABD-Türkiye karşılaştırmasından ve tartışmalarda dile getirilen diğer yanlışlardan bahsediyor. Her bir başlık ayrı bir inceleme konusu olduğu için burada kısaca ABD-Türkiye karşılaştırmasına değineceğiz.

Halk oylamasına sunulan sistemin ABD başkanlık sistemiyle karşılaştırılmasının sebebi, sistemin tanımlanırken “Türk tipi başkanlık sistemi” olarak tanımlanmasından dolayıdır. Bu noktada Gözler, niçin örnek ülke olarak ABD’yi ele aldığına cevaben Prof. Dr. Burhan Kuzu’nun Her Yönü ile Başkanlık Sistemi kitabına atıfta bulunuyor: “ABD modeli dışında başkanlık modeli yok dünyada aslında.” (s.56)

Yazar, söz konusu karşılaştırmayı 9 maddeye toplamıştır:

  1. ABD’de başkan, yasama organı tarafından görevden alınamaz; Türkiye’de önerilen sistemde ise alınabilir.
  2. ABD’de başkan, yasama organını feshedemez; Türkiye’de önerilen sistemde ise feshedebilir.
  3. ABD’de başkan yardımcısı da halk tarafından seçilir; Türkiye’de ise cumhurbaşkanı yardımcısı veya yardımcıları cumhurbaşkanı tarafından atanır.
  4. ABD’de bakanların atanması senatonun onayına tabidir; Türkiye’de ise değildir.
  5. ABD’de başkanın yüksek hâkim atama yetkisi, senatonun onayına tabidir; Türkiye’de ise değildir.
  6. ABD’de pek çok kamu görevlisini atama yetkisi, senatonun onayına tabidir; Türkiye’de ise değildir.
  7. ABD’de başkanın yaptığı milletlerarası antlaşmaları onaylama yetkisi senatonun 2/3 çoğunluğuna aittir; Türkiye’de ise aynı şart yoktur.
  8. ABD’de başkanın, her hâlükarda kongrenin kabul edeceği bütçeye ihtiyacı vardır; Türkiye’de ise bütçenin kabul edilmemesi durumunda, başkan eski bütçeyi artırarak vergi toplamaya ve harcama yapmaya devam edebilecektir.
  9. “Partili Cumhurbaşkanı Açısından”: ABD’de başkanın, partisi ile ilişkisi gevşektir; bizde ise çok sıkı olma ihtimali vardır.

Karşılaştırma sonrasında “Aslında Türkiye’de önerilen sistemin başkanlık sistemi olmadığını ispatlamak için dokuz farka ihtiyacımız yok. Bu farklardan sadece birincisinin olması, Türkiye’de önerilen sistemin başkanlık sistemi olmadığını ispat etmeye yeter.” diyen yazar önerilen sisteme isim vermek gerekirse “kuvvetlerin cumhurbaşkanının elinde toplandığı bir kuvvetler birliği sistemi” isminin verilebileceğini ifade ediyor.

Kitaptaki diğer satır başları şöyle:

  • Nasıl salgın bir hastalığa yol açan yeni bir virüsün ortaya çıktığını ve hızla yayıldığını gözlemleyen bir tıp profesörü, bu virüsü yetkili makamlara bildirmek ve halkı da bu konuda uyarmak zorundaysa ben de aynı şekilde, Anayasa değişikliği konusunda gözlem ve eleştirilerimi ilgililerle paylaşmak ve vatandaşları bu konuda uyarmak zorunda olduğumu hissediyorum. (s.5)
  • Anayasa hukuku teorisinde, kuvvetler ayrılığına veya birliğine göre hükümet sistemleri yasama ve yürütme organları arasındaki ilişkilere göre tasnif edilir. Yargı organı işe karıştırılmaz. Çünkü onun her halükarda bağımsız olduğu varsayılır. (s.19)
  • Korkmak ayıp bir şey değildir. Korku insani bir duygudur. Kimsenin cesaret göstermek gibi bir ahlaki ödevi yoktur. Ahlaken kınanabilir olan şey korkmak değil, korkutmaktır. (s.33)
  • Beğenin veya beğenmeyin; Türkiye’de 1876’dan bu yana uygulanan sistem, arada kesintiler olsa da parlamenter hükümet sistemidir. (s.78)
  • Referandumda bir “sorun”, plebisitte ise bir “adam” söz konusudur. Birincisinde bir metin oylanır, ikincisinde ise bir isim. (s.108)
  • Artık “elveda kuvvetler ayrılığı”, “elveda hürriyet”, “elveda demokrasi”, “elveda anayasa” demekten başka söyleyecek bir söz bulamıyorum. (s.138)
  • Ben pozitivistim. Her zaman hukuki pozitivizmi savundum. Hâlâ da savunuyorum. Ama bugün, hukuki pozitivizmi veya tabii hukuku değil, hukukun kendisini savunma günüdür. (s.142)

Çağrı Altınüzengi
Sosyal Bilimler Platformu  Blog Yazarı
c.altinuzengi@sosyalbilimler.org


  • Eser Adı: Elveda Anayasa / 16 Nisan 2017’de Oylayacağımız Anayasa Değişikliği Hakkında Eleştiriler
  • Yazar: Kemal Gözler
  • Yayınevi: Ekin Basın Yayın Dağıtım
  • Basım Tarihi: 1.Baskı / 11 Mart 2017
  • Sayfa Sayısı: 192
  • ISBN: 6053274612

Yasal Uyarı: Yayınlanan bu yazının tüm hakları Sosyal Bilimler Platformu’na (www.sosyalbilimler.org) aittir. Kaynak gösterilse dahi yazının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan yazının bir bölümü, alıntılanan yazıya aktif link verilerek kullanılabilir. Her türlü alıntı, (her müstakil yazı için) 200 kelime ile sınırlıdır. Alıntı yapılan metin üzerinde herhangi bir değişiklik yapılamaz.

sosyalbilimler.org’da yayımlanan metin, video ve podcastlerin paylaşıldığı Telegram grubuna katılmak için buraya bakılabilir. Söz konusu grubun, kuruluş nedeni, işleyiş, güvenlik hususu, sorumluluklar ve diğer detaylar için bu sayfa incelenebilir.


sosyalbilimler.org'da yayımlanan çalışmalar ile ve yeni çıkanlar arasından derlenen kitapların yer aldığı haftalık e-posta bültenine ücretsiz abone olmak için bu sayfa incelenebilir.

Telegram Aboneliği


sosyalbilimler.org’da yayımlanan metin, video ve podcastlerin paylaşıldığı Telegram grubuna katılmak için buraya bakılabilir. Söz konusu grubun, kuruluş nedeni, işleyiş, güvenlik hususu, sorumluluklar ve diğer detaylar için bu sayfa incelenebilir.

sosyalbilimler.org’a Katkıda Bulunabilirsiniz.

sosyalbilimler.org'da editörlük yapabilir, kendi yazılarını yayımlayarak blog yazarımız olabilir veya Türkçe literatüre katkı sağlamak amacıyla çevirmenlik yapabilirsin. Mutlaka ilgi alanına yönelik bir görev vardır. sosyalbilimler.org ekibine katılmak için seni buraya alalım!

Bizi Takip Edin!

Sosyal Bilimleri sosyal ağlardan takip edebilir, aylık düzenlenen kitap çekilişlerimize katılabilirsiniz.